Ortaköy Tarihi
Büyük
Selçuklu ordusunun 1071 Malazgirt savaşını kazanması üzerine Sultan
Alparslan’ın mahiyetinde bulunan üst düzey komutanlar, Anadolu içlerine doğru
akınlara başlamıştır. Bu akınlar sonucunda Anadolu’daki Bizans egemenliği sona
ermiş ve kazanılan topraklarda, fetihleri yapan komutanlar Selçuklu Devleti'nin
izniyle içişlerinde bağımsız beylikler kurmuşlardır.
Danişment Ahmet Gazi 1075 yılında Amasya ve Çorum çevresini
fethetmiştir. Çorum (Nikonya) ve Amasya Bizans İmparatorluğunun önemli
şehirlerindendir. Türk orduları Anadolu’ ya doğudan giriş yaptıkları için
Danişment Ahmet Gazi öncelikle Amasya ve civarını fetheder. Amasya gibi
korunaklı bir şehrin Türkler tarafından fethedilmesinden sonra Ortaköy
istikametinde Türkleri durduracak etkin bir güç yoktur. Danişment Ahmet Gazi, Amasya’
dan sonra Çorum’ u da 1075 yılında fetheder. Danişment Ahmet Gazi’ nin yanında
çok sayıda oğuz boyu vardır. Bu boylar, fethedilen bölgelere yerleşmeye başlarlar.
İlk yerleşen boylar içerisinde Alayunt boyu çoğunluktadır. Daha sonraları
bölgeye gelen diğer oğuz boylarını görmekteyiz. Yapılan araştırmalarda Çorum
civarında 24 oğuz boyundan 21’ inin yerleştiği tespit edilmiştir.
Şu an için Ortaköy civarına ilk
gelen boyların hangileri ve tam olarak ne zaman geldiklerini bilmiyoruz. Ancak
Türklerin Anadolu’ ya doğudan girdikleri
düşünülürse, Ortaköy bölgesine gelen ilk Türklerin Amasya istikametinden gelmiş
olmaları gerekir. Muhtemelen 1075 den sonraki birkaç yıl içerisinde bu bölge de
Türkleşmiştir. Eldeki bilgilere göre bölgede ilk olarak Aşdağul’ un kurulduğu
sonucuna varıyoruz. Çünkü 1900 lü yılların başına kadar Aşdağul’ un Ortaköy’
den büyük bir yerleşim yeri, hatta bir dönem nahiye olduğunu ve Ortaköy’ ün
Aşdağul’ a bağlı olduğu bilgisine ulaşıyoruz.(1530)
Türk boyları buralara geldiklerinde
sadece İncesu köyü ve Çekerek ırmağı boyunca devam eden bölgelerde rum
yerleşmeleri olduğu, bugün çıkarılan eserlerden anlaşılmaktadır. Şu anki
bilgilerimiz başka rum köyleri olup olmadığı konusunda yetersizdir. Bölgenin
fethinden sonra Türk boyları gelmeye devam ederler. Aşdağul’ dan sonra bugün
Kalınyar olarak adlandırdığımız bölgede Asraköy’ ü kurarlar. Bölgenin fethinden
sonra Türk boyları gruplar halinde gelmeye başladılar. Asraköy’ den sonra
gelenler ise bugünkü Pınarköy mevkiine bir köy kurarlar. Pınarköy’ ün
seçilmesinin nedeni, büyük ihtimalle su kaynaklarına yakın olması ve de bölgeye
hakim bir yerde olmasındandır. Bugünkü Ortaköy’ ün yeri ise tamamen ormanlarla
kaplıydı ve yerleşmeler daha sonra olmuştu.
Şu an elimizdeki bilgilere göre ilk
yerleşenlerin, tam olarak hangi yıllarda geldikleri kesin olarak belli
değildir. Ancak bugün ilçemizdeki merkez caminin yerinde eski bir cami olduğunu
ve 1969 yılında yıkılarak bugünkü caminin yapıldığını biliyoruz. Köy halkının,
caminin mimarisi hakkında vermiş olduğu bilgilerden ve de caminin yıkım
raporlarındaki ifadelerden, caminin yaklaşık 1300 lü yıllarda yapıldığı ve
Selçuklu mimarisi olduğu sanılmaktadır. Hatta köy halkından rahmetli Abdullah ÜZER, caminin yıkımı sırasında camiye ait bir kitabe bulduklarını ve
üzerinde 712 (1296) yılı yazdığını belirtmiştir. Eğer bu ifade doğruysa,
caminin yapılmasından önce cemaat oluşturacak kadar bir nüfusun buraya
yerleşmiş olması gerekir. Bu fikre istinaden cami yapılmadan 5 veya 10 yıl önce
Ortaköy’ ün kurulmuş olması gerekir. Şu an için elimizde aksini ispat edecek
bir belge ya da bilgi olmadığına göre 1250-1300 yılları arasında bugünkü Ortaköy
kurulmuştur diyebiliriz.
Ortaköy kurulduğu zaman Pınarköy ve Asraköy isimli iki köyün var
olduğunu biliyoruz. Hatta elimizdeki bilgilere göre Aşdağul’ un da kurulu
olduğunu ve o dönem için önemli bir yerleşim yeri olduğunu görüyoruz.(1276)
Ancak Ortaköy’ ü ilk olarak kuranların, bu köylerden gelen kişiler mi yoksa
sonradan, başka yerlerden gelip yerleşen Türkler mi olduğunu tam olarak
bilemiyoruz. Her iki durumda da ilk gelenlerin neden bu bölgeyi yerleşim yeri
olarak seçtiklerini şöyle bir değerlendirelim. O günün şartlarına göre bölge
sık ormanlarla kaplıydı ve önceden gelen bazı boylar bu bölgede köyler
kurmuştu. Ayrıca köyün kurulacağı yerde su kaynağı olması gerekliydi. Eski cami
yıkılmadan önce etrafında iki çeşme olduğu biliniyor. Buna göre Ortaköy’ ün ilk
yerleşme alanı bugünkü merkez cami ve çevresidir. Eski caminin içinde kalın çam
ağaçlarından oluşan 12 direk bulunuyordu. Rivayetlere göre; burası ormanlıktı
ve çam ağaçları caminin iç direklerini oluşturacak şekilde, yerlerinden
sökülmeden sadece üst kısımları kesilmek suretiyle, cami yapılmıştı. (Caminin
kerpiçten yapılmış olması da Selçuklu eseri olabileceğini akla getirmektedir.
Osmanlı camileri ise genelde taş kullanılarak yapılmıştır.) Türkler Anadolu’ da
yurt edindikleri yöreleri Türkleştirme ve İslamlaştırma yoluna gitmişlerdir. İlk
yerleşenlerin cami yapmaları için belli bir sayıya ulaşmış olmaları gerekir. Tahminen
10-15 ev olan bir köy olmalı. Daha sonra gelenlerin de bu cami civarına
yerleştikleri muhtemeldir. Zaten Ortaköy’ ün bugünkü yerleşim planına bakarsak;
Cumhuriyet mahallesinde yerleşimler cami çevresinde geniş bir alana yayılmışken
diğer mahallelerde yerleşimlerin genelde yol kenarında kalacak şekilde olmaları
bu fikri kuvvetlice destekliyor. Zamanla insanların cami çevresinden diğer
alanlara doğru yerleştikleri görülüyor.
Peki Pınarköy ve Asraköy’ e ne oldu? Ortaköy’ ün kuruluşunun
1300 lü yıllarda olduğunu kabul edersek, bu tarihin Anadolu Selçuklu Devleti’
nin son zamanları olduğunu görürüz. Dolayısıyla Anadolu’ da yönetim el
değiştirmek üzeredir. Arada doğan boşlukta ise çeşitli grupların faaliyetleri
göze çarpar. Özellikle de eşkıya gruplarının. Bu kargaşa sırasında halkın can
ve mal güvenliği tehlikededir. İşte bu yıllarda böyle bir döneme denk
gelmektedir. İç savaşlar ve eşkıya faaliyetleri bu köylerdeki insanları göçe
zorlamıştır. Pınarköy ve Asraköy’ deki insanlar zamanla Ortaköy’ e
yerleşmişlerdir. Bu göç hareketleri sonucu her iki köyde ortadan kalkmıştır. Ancak
izleri tarihten silinmemiştir. Kuruldukları bölgelerde ortaya çıkan eserler ve
buluntular bu köylerin izlerini hala taşımaktadır.
Ortaköy Tarihi
Reviewed by Tamer Uygur
on
21:30:00
Rating:
Hiç yorum yok: