Kybela Kaya Kabartması
İncesu Köyü’ ne yaklaşık 1,5 km. uzaklıkta, suyun aktığı
yöne doğru sol tarafta kayalar üzerinde ırmağın yatağından 1,5 m. yükseklikte
kolasal tanrıça kabartması görülmektedir. Bir niş içerisine yapılmış olan
tanrıça önünde akan Çekerek (SCYLAX) ırmağına ve ırmağın öbür yanındaki yalçın
kayalar üzerinde yükselen kaleye doğru bakmaktadır. Kaya kabartması ırmağın
sularından zarar görmeyecek bir yere yapılmıştır.
Niş yüksekliği: 3,45 cm. genişliği: 1,50 cm. derinlik ve
yüksek yerde 0,33m. Kadardır. Tanrıça”nın genişliği: 0,46 m. Omuz genişliği:
1,20 m.dir. Kabartma yüksek figürün aşağı yukarı her yanında değişmektedir. En
yüksek olduğu yerlerde 0,15-0,16 m.yi bulmaktadır.
Figürün alt bölümünde birçok bozulmalar olduğu için
oturduğunu veya ayakta olduğunu tam anlayamıyoruz. Ölçülere bakılırsa oturur
olmalı. Tanrıça cepheden işlenmiştir. İyi bir heykeltıraşın elinden çıktığı
açıkça belli olmakla birlikte sanatkârın taş cinsi iyi olmayan, doğal kayaları
kolayca işleyememe zorluğu içerisinde olduğu sezinlenmektedir. Yakından
bakıldığı zaman iyi görülmeyen figür ancak 5-6 m uzaklıktan güzel bir görünüm
vermektedir. Figürün yüzünde ve çene altında aşınmalar, kırık ve eksikler
vardır. Nişin sağ üst köşesi en yüksek nokta olup, keskin bir dirsek
yapmaktadır. Niş figüre uydurulduğu için başın bulunduğu yerde daralma ve
figürün sol yanında ise genişleyen bir bölüm oluşmaktadır. Bu duruma göre önce
figür yapıldığı daha sonra niş oyulduğu anlaşılmaktadır. Tanrıçanın sol elinde
bir aslan yavrusu tuttuğunu zannediyoruz. İyi görülmeyen bu figürün yelelerine
ait bir parça görülmektedir. Büyük bir olasılıkla birlikte bir taht üzerinde oturuyor
olmalıdır.
Chiton giymiş olan Tanrıça”nın göğüs altında kalınca bir
kuşak görülmektedir. Bu kuşak tam ortada bir düğüm meydana getirir. Düğümün
altında yaprak dizisi biçiminde aşağıya doğru sarkan bir süs vardır ki bu da
tanrıça ile ilgili bir atribü olabilir. Ana tanrıçanın geç dönemlerde bolluk ve
bereketi ifade eden bir havaya büründüğü bir çok örneklerden bilinmektedir.
M.Ö. 2. Yüzyıla tarihlenen, Bergama’ dan bulunmuş olup
Viyana’ da sergilenen 50 cm. boyundaki mermer heykelciklerde de kuşak altında
aşağıya sarkan üç köşeli giysi parçası üzerinde bereket ve bolluğu ifade ettiği
belirtilen süsler vardır. Bu heykelcik yanındaki aslanları ve yazıtı ile ana tanrıça
Kybele’ den başka biri olamayacağına şüphe bırakmamakta ve bu yönüyle eserimize
yaklaşmaktayız.
Tanrıçamızın sol tarafında düzgün bir biçimde genişletilen
niş burada aslan figürünün dışında bir başka atribünün bulunduğuna işaret
etmektedir. Bunun da Kybele’ nin her zaman sol tarafında görülen atribüsü
Tympanon olduğu düşüncesindeyiz. Fakat bu da yine aslan gibi iyi
seçilmemektedir. Bu atribünün alt kenarı ve sol bölümündeki yüzeyine dikkat
edecek olursak Tympanon’ dan başka bir şey olmadığını daha iyi anlaya biliriz.
Anadolu’ da bulunmuş olan bazı Kybele heykel ve heykelciklerinde olduğu
gibidir.
Tympanon’ un üzerinde yer alan aslan yavrusu figürü ile
tanrıçanın omuzu arasında mantonun kıvrımları belli olmaktadır. Eserimiz bu yönüyle
Yalvaç’ ta Eyüplerden bulunan, bir Kybele heykelciğine benzemektedir.
İncesu Tanrıçasının sağ elinde bir kap tutup tutmadığını bu
kısım çok bozulduğu için anlaşılmamaktadır. Bununla birlikte sağ omzu kapatarak
aşağıya sarkan kumaş tomarlarının yanda bir birikinti oluşturduğu gözden
kaçmamaktadır. Bu özelliği ile de Atina’ da bulunan çiftli adak stelindeki
figürlere yaklaşmaktadır.
Tanrıçanın başı diğer uzuvlarına oranla oldukça iyi
korunmuştur. Alnının ortasında ikiye ayrılan dalgalı saçlar, yanlarda kalın saç
demetleri oluşturarak arkaya doğru taranmıştır. Başın üzerinde bir diadem
olmalı, ancak iyi işlenmediği için belirgin değildir. Eser üçgen biçiminde bir
alana keskin kaşlara, derinde gösterilmiş olan iri gözler ve dolgun bir yüze
sahiptir. Burnunun ise bir kısmı kırık ve eksik olduğu için tam olarak bir şey
söyleyemiyoruz. Tüm bu unsurlara göre tanrıçanın başı gerek idealizmine uygun
olarak yapılmıştır. Saç biçimi ve yüzdeki patetik ifade M.Ö.4. yüzyıl
eserlerine götürmektedir. Saçın alın ve şafaklar üzerindeki dağılışı ile bir
kült heykeli olan Knidos Demetleri’ ne dolgun yüz ifadesiyle de Letoon’ da
bulunmuş olan kadın başına Meleager ve
Ephesos’ dan bulunmuş olan Lysımachos başına benzerlik gösterir en yakın olduğu
eserler ise; İstanbul Arkeoloji Müzesi’ nde bulunan Kos’ dan gelmiş olan
tanrıça başı ile gene aynı müzede bulunan Milethos’ dan gelen kadın başıdır.
Tanrıçamızda görülen bu Klasisistik özellikleri Helenistik çağa tarihlenen
diğer eserlerde de görmek mümkündür. İncesu Kybele kabartmasının başı her
şeyden önce bize Helenistik çağ eserleri ile stilistik açıdan yakın
karşılaştırma olanağı tanımaktadır.
Baş kısmen barok yapılmış olması ve heybetli görünüşü ile
Bergama Zeus Atlar’ ındaki Gigantlarla Tanrıların savaşını gösteren firizdeki
Aphrodite’ nin başına yaklaşmaktadır. Her iki eserde de, yüzün şekli ve boyun
başla bağlantısı benzerlik göstermektedir. Ancak Aphrodite’ nin saç şekli biraz
daha farklıdır.
Yine Bergama’ dan bulunmuş olan ve şimdi Doğu Berlin’ deki Pergamon
Müzesi’ nde yer alan kadın başı barok görünümü ile tanrıçamızın başına daha çok
yaklaşmaktadır. Bergama eserinde gözlerin ifadesi daha değişiktir. En belirgin
benzerliklerinin başında ise saçların biçimi gelmektedir. Yüz ve alın yapısı,
her iki eserin aynı tarihlerde yapılmış olabileceğinin bir kanıtıdır. Bu baş
Alscher tarafından Bergama Zeus Atlarındaki Nyx başi ile karşılaştırılmakta ve
yakın benzeri olarak nitelendirmektedir. Böylece M.Ö. 160 yıllarına
verilmektedir. Bizim tanrıçanın da bu eserden fazla uzakta olmayacağı
kanaatindeyiz. İncesu Kybele kaya kabartmasını başının stilistik yönden
karşılaştırılmasına dayanarak M.Ö.2. yüzyılın ortalarına tarihlemekteyiz.
Bugüne kadar Anadolu da Helenistik Çağ’ a ait kolasal bir Kybele kabartması
bulunmamıştır. Kabartmanın bu dönemde buraya yapılmış olması tabi ki bir anlam
taşımaktadır.
Reviewed by Tamer Uygur
on
21:13:00
Rating:
Hiç yorum yok: