Hamdi Ağa' nın Tilkisi
Sizlere Asar Köyü' nde yaşanan ilginç bir olayı aktarmak istiyorum. Bu anı eski kaymakamlarımızdan Yılmaz ARSLAN' ın hazırlamış olduğu "Ortaköy Gerçeği" adlı kitapta yayınlanmıştır.
1955-1960 yılları arasında Asar Köyü' nde Hamdi Ağa (Bayraktar) isimli bir şahıs muhtarlık yapmaktadır. Kendisi memura gösterdiği ilgi, soğukkanlı oluşu, yönetimde riayetli ve otoriter oluşuyla tanınan birisidir.
Kendisinin yüzün üzerinde küçükbaş, otuzun üzerinde büyükbaş hayvanı ile 46 tavuk ve 7 horozu vardır. Birgün bir tilki gelir 46 tavuk ve 7 horozu öldürür. Hamdi Ağa ahıra girince olanı görür ve soğukkanlı bir şekilde tilkiyi yakalayıp odaya götürür. Sonra bekçiyi çağırtır. Köylüye muhtarın bir tilki yakaladığını, tavuklarının hepsinin bu tilki tarafından boğulduğunu, köylünün ve heyetin toplanmasını, bu tilki için karar alınacağını söyler. Bekçi olup biteni muhtarın otoritesinden çekindiği için ilan eder. Köylü heyecan ve merak içinde muhtar odasına toplanır.
Muhtar tilkiyi odanın bir köşesine bağlar ve "Ey ahali! Bu tilki gelmiş benim tavuk ve horozlarımın hepsini boğmuş öldürmüş. Benim evime Kaymakam geliyor bir horoz kesiyorum afiyetle yiyip geçmişlerine rahmet deyip gidiyor. Karakol komutanı geliyor, ormancı geliyor bir tane yiyip gidiyorlar. Afiyet olsun. Benim kardeşim olsa 46 tavuğu yarıya bölüp alır, Babam olsa evlat hakkı diye bir tane bana bırakır. Eğer bu tilki benim memurum değil, kardeşim değil, babam değil bu kim ki hepsini kendine pay çıkartıyor, öldürüyor" der ve başlar tilkiye sopa atmaya.
Bunu gören yeğeni Hasan TÜZÜN, tilkiye acır, dayanamayıp "Dayı , yeter dövdüğün hayvanı, bir daha gelmez artık." der. Hamdi Ağa "Yeğen sen bu milletin huzurunda kefil misin bunun bir daha buraya gelmeyeceğine" diye cevap verince takılır kalır.
Hamdi Ağa bu tilkiye ne ceza verelim diye köylülere sorar. Kimi öldürelim, kimi kuyruğunu keselim, kimi dövelim der. Birisi de boynuna bir zil takalım diye görüş bildirir. Sonuçta bu görüş kabul edilir. Tilkinin boynuna bir zil asılır ve serbest bırakılır.
Aradan günler geçer, dağda zilin sesini duyan çobanlar Hamdi Ağa' ya tilkiden haber getirirler. Hamdi Ağa senin tilki felan yerde. Hamdi senin tilki bitkin şuralardaydı. Hamdi seninki Cevizli pınarında. Dağla dağında. Ağanın kışlasında...
Haberler böyle devam ederken, bir gün çobanın biri kara haberi getirir. "Hamdi Ağa, senin tilki bugün bizim tazılardan kaçarken Ağanın kışlasındaki kayadan düştü parçalandı."
Hamdi Ağa' nın Tilkisi
Reviewed by Tamer Uygur
on
21:29:00
Rating:
Hamdi Bayraktar Dedemdir, buraya yorum olarak bir fotografini paylasmak istemistim, ama paylasma butonu yok. Ayreten bu paylasiminiz icin tesekkürler.
YanıtlaSilBu hikayeyi o yillarda kaymakam beyin ilginc hikayeleri varsa bildirin demesi uzerine ögretmen olarak calistim bu koydeki Hamdi aganin torunu olan arkadasim koy halk8ndan Ali Bayraktar la beraber derleyip kaymakam beye teslim etmistik.
YanıtlaSil