Ortaköy' de Bir Selçuklu Cami!!!

Ortaköy tarihini merak edenlerin sıkça sordukları sorulardan bir tanesi de neden Ortaköy' de veya civarında Osmanlıdan veya diğer Türk devletleri döneminden bir tarihi eser olmadığıdır. 

Ortaköy tarihi üzerine araştırmalar yaparken, karşımıza çıkan bir bilgi bizleri adeta şok etti. Sanılanın aksine Ortaköy' de daha dün diyebileceğimiz yakın tarihlere kadar bir Selçuklu camisinin var oluşuydu. 

Cami varlığını yaklaşık olarak 1964 lere kadar korudu. Caminin mimarisi kerpiç ve ahşap karışımı olarak yapılmış. Cami 12 direkli, 4 ortalı olarak Selçuklu mimarisine göre yapılmış. Caminin ortasında yer alan direkler çam ağacından. Hatta rivayet olunur ki ağaçlar kesilmeden, kökleri toprakta kalacak şekilde, etrafındaki ağaçlar kesilerek caminin direkleri oluşturulmuş. Direkleri teşkil eden çam ağaçlarının oldukça kalın oldukları belirtiliyor. Camiyi görenler, bu direklerin bir insanın kolunun kavuşturamayacağı kalınlıkta olduğunu ifade ediyorlar. 60 yaş üzeri nüfusun çoğu bu camiyi görmüş, biliyor. 

Ahşap Direkli Camiler

Anadolu Selçuklularında ilgi çekici yapılar arasında bir de ahşap direklerin veya sütunların taşıyıcı olarak kullanıldığı camiler yer almaktadır. Bu camiler, Orta Asya Türk İslam mimarisinde görülen Karahanlı ve Gazneli ahşap direkli camilerle benzerlik gösterirler.

Ahşap malzemenin kullanıldığı camilerde kûfe ve bazilikal plan uygulanmıştır.

Cami, asırlara meydan okumuş ancak çok yıpranmış olmasından dolayı 1964 yılında yıkılarak yerine bugünkü Merkez Cami yapılmış. 

Gelelim caminin  yapılış hikayesine... Caminin kitabesinde hicri 712 (1312) yılında yapıldığı yazıyor. O zamanlar bölgede çok az sayıda köy varmış. Bu köylerden Yenice isimli köyde Hacıbozoğlu adında bir zat yaşıyormuş. Bu zat üç köyün sığırcısıymış. Kendisi bir gün dua etmiş ki param olsa da cami yaptırsam. Sonra yüklü bir define bulmuş. Ortaköy' e bu camiyi yaptırmış. Uzun yıllar boyunca cami ve bahçesinde bulunan çeşmeye de "Hacıbozoğlu Cami" ve "Hacıbozoğlu Çeşmesi" denmiş.Caminin avlusunda iki türbe varmış. Bunlardan birisi "Molla Yusuf" diğeri ise "Musa Efendi" adında iki zat. Ancak bu kişilerin kim oldukları henüz bilinmiyor.

Bugün Yozgat' ın Aydıncık  ilçesinin kuzeybatı tarafında Alaca yoluna yakın bir yerde söz konusu "Yenice Köyü" bulunmaktadır. Yine ters istikamette devam ederseniz Zile' ye varmadan yol üzerinde "Hacıboz Köprüsü" yer almaktadır. Bu bilgileri birleştirdiğimiz zaman böyle bir zatın yaşadığı ve anlatılanların doğruluk derecesi oldukça yüksektir.

Sonuç olarak, her zaman olduğu gibi elimizde bulunan çok kıymetli bir tarihi esere sahip çıkmak yerine onu yok etmişiz. Halbuki günümüze kadar kalabilen çok az sayıda Selçuklu ahşap camisi bulunmaktadır. Eğer büyüklerimiz bu güzide camiyi yıkmasalardı, bizlere de görmek nasip olacaktı. En önemlisi Ortaköy turizmi adına eşsiz bir örnek bulunacaktı. Yukardaki resimde verilen örnek, Selçuklu mimarisinden günümüze kalmayı başarmış nadir ahşap camilerden biri. Ortaköy' deki cami yıkılmamış olsaydı, yaklaşık olarak resimdekine benzer bir örnek olacaktı. 

Son söz olarak yine de caminin aslına uygun olarak Ortaköy' ün başka bir yerinde yeniden inşaa edilmesi mümkün. Böyle bir proje hayata geçirilirse, tarihimizin eksik bir parçası daha yerine oturmuş olacaktır.