Kayıp Kitabe...
Ecdadımız, yapmış oldukları han, hamam, çeşme, vakıf, cami vb gibi eserlere, yapıldığı yıl, yapan kişinin adı gibi bilgilerin yer aldığı kitabeler yerleştirmişlerdir. Bu kitabeler sayesinde geçmişimizle ilgili değerli bilgilere ulaşmak mümkündür.
Ortaköy tarihini araştırırken ilk başlarda çok eski bir köy olmadığımızı hatta 150-200 yıllık bir geçmişe sahip olduğumuzu düşünüyordum. Çünkü Ortaköy’ de bunun aksini ispatlayacak günümüze kadar gelmiş bir tarihi yapı yoktu. Ta ki eski cami hakkında bazı bilgiler bulana dek.
Bugün Ortaköy’ deki Merkez Cami, 1964 yılında, eskisi yıkılıp yeniden yapılmış. Yıkılan caminin mimarisini ve yıkım raporlarındaki bilgileri incelediğimizde oldukça eski olduğu ortaya çıkmıştı. Bu bilgiler oldukça sevindiriciydi ancak yetmezdi bize bir de yazılı kanıt gerekiyordu. Bu noktada caminin kitabesi en önemli kanıt olacaktı. Ancak caminin kitabesinin akıbeti bilinmiyordu.
O dönem cami inşaatında çalışanlardan hayatta kalanlar ile görüşüp kitabe hakkında bilgi almaya çalıştık. Çalışanlardan birisi eski camiyi yıkarken kitabeyi bulduklarını ve okuduklarını söyledi. Kitabede caminin yapılış yılı olarak Hicri 712 (1312) yılı yazdığını söyledi. Başka ne yazdığı konusunda bilgi vermedi.
Ortaköy tarihi, açısından son derece önemli bir kanıt olabilecek bu cami kitabesine ne olduğunu sorduğumuzda, minarenin temeline taş olarak koyduklarını söylediler. O dönemlerde tarih bilinci şimdiki gibi olmadığı için koruma veya saklama gereği duyulmamış demek ki…
Kitabeye ulaşamamış olsak ta en azından minarenin temelinde olduğunu biliyorduk. Belki bir gün ortaya çıkar diye düşünüyorduk. O zaman kitabeyi inceleme fırsatı bulabilecektik.
Geçtiğimiz yıllarda Merkez Cami’ nin minaresi yıkılıp yerine şimdiki minare yapıldı. Hemen yetkili kişilerle görüşüp yıkım esnasında böyle bir kitabe çıkıp çıkmadığını sorduk. Ancak onlar da bilmiyorlardı. Minare yıkıldıktan sonra temel kısmı kazılmaya başlanmış. Kazım işlemi akşam saatlerine denk gelmiş. Temelde çok fazla taş olduğu için halka duyuru yapılmış, “İnşaat için taş ihtiyacı olan gelip taşlardan alsın.” diye. Haliyle halktan ihtiyacı olanlar da traktörlerle gelip taşları akşamüstü çekmişler. Velhasıl kelam, bizim kitabe de böylelikle sırra kadem basıp ortadan kaybolmuş. Şimdi kim bilir kimin evinin ya da ahırının temelinde yatıyor.
Belki bu taşları çekenlerden birileri kitabeyi görmüştür. Belki bir gün tekrar ortaya çıkar. Kim bilir…
Hiç yorum yok: